Vegan Beslenme
Popüler akımların etkisiyle ya da hayata farklı bir pencereden bakmak için içinizde doğan istek, beslenme biçimlerinize de yansır. Son yıllarda çok sayıda insan, hayvanların yemek olarak sunulmasını engellemek adına vegan beslenme tarzına yönelmiştir.
Donald Watson 1944 yılında bu fikri ortaya attığında da aynı nedenleri sebep olarak göstermiştir. Bu beslenme tarzı, doğrudan ya da dolaylı olarak hayvanlardan elde edilen gıda maddelerinin mümkün olduğunca hayatınızdan çıkarılması anlamına gelir. Genel anlamıyla veganlık fikri, sadece beslenme değil; giyim, kozmetik, sağlık gibi alanları da kapsayarak hayatın her alanında hayvanlardan elde edilmemiş ürünleri kullanmayı ifade eder. İlk bakışta zor gibi görünse bile bugün dünyada 80 milyona yakın insan bu fikri benimsemektedir.
Vegan ile Vejetaryen Arasındaki Fark
“Vejetaryenlik, bitkisel kaynaklı besinlerin ağırlıklı olarak tüketilmesini içeren bir beslenme tarzıdır. Vejetaryenler bitkisel besinleri tüketirken et, kümes hayvanları, balık, yumurta, süt, peynir, yoğurt gibi hayvansal besinleri az miktarda tüketirler veya hiç tüketmezler” der Sağlık Bakanlığı
Bu beslenme çeşitleri, besin türlerindeki sınırlamalara göre farklılık gösterirler;
- Vegan diyeti: Hiçbir hayvansal kaynaklı besin tüketilmez. Diyet; tahıllar, sebze ve meyve ile kurubaklagillerden oluşur.
- Lakto vejetaryen diyeti: Bitkisel besinlerle birlikte süt ve süt ürünleri de tüketilir.
- Ova vejetaryen diyeti: Diyette bitkisel besinlere ek olarak yumurta da tüketilir. Et ve süt tüketilmez.
- Lakto-ova vejetaryen diyeti: Bitkisel besinlerle birlikte süt ve yumurta da tüketilir.
- Polo vejetaryen diyeti: Bu diyette kırmızı et tüketilmez. Bitkisel besinlerin yanında hayvansal olarak yalnızca tavuk, hindi gibi kümes hayvanları tüketilir.
- Pesko vejetaryen diyeti: Bu diyette ise kırmızı et tüketilmez. Bitkisel besinlere ek olarak balık çeşitleri, midye ve su ürünleri tüketilir.
- Semi-vejetaryen diyeti: Kırmızı et tüketilmez. Sınırlı miktarda tavuk ve balık tüketilir. Semi-vejetaryenler yumurta, süt ve türevlerini istedikleri kadar tüketebilirler.
“Bazı veganlar insanların sadece sebze yemesinin doğal olduğunu iddia ederken, bazı et yiyenler insanların et yemesinin doğal olduğunu iddia ediyor. Ardından her iki taraf da iddialarını doğrulamak için insanın anatomik özelliklerini özenle inceliyorlar. ”
Salt bitkisel beslenmeye dayanan beslenme biçiminin, hayvansal gıdaları da içeren beslenmeden daha üstün olduğu ya da hayvansal gıdaların insan beslenmesine uygun olmadığı fikri bilimsel olarak kanıtlanabilmiş bir fikir değildir. Bunlara ek olarak salt bitkisel beslenen kişilerin kemik dokusu zedelenmeleri açısından, vejetaryenlere, balık yiyenlere ve et yiyenlere oranla daha yüksek risk taşıdıklarına dair bulgulara rastlanılmıştır.
Bu sebeple daha sağlıklı bir beslenme biçimi uygulamak amacıyla hayvansal gıdaları tüketmeyen kişiler arasında, bunu dönem dönem gerçekleştiren kişiler de bulunmaktadır. Dönem dönem vegan beslenme, insanın doğasında hayvansal ürünleri tüketmenin yeri olduğu, fakat günümüzde bunun aşırıya kaçtığı, halbuki doğal olanın uzun veganlık dönemlerinin çok kısa etobur rejim dönemleri ile bölünmesi olduğu düşüncesine dayalı yaklaşımdır. Bu yönde düşünenler modern hayatta insan bünyesinin B12 vitamini ihtiyacını sadece bitkisel gıdalardan (özellikle B12 vitamini içeren hayvan dışkıları bulaşmamışsa) sağlayamayacağını bu fikrin doğruluğuna bir destek olgu olarak gösterirler. Hayvan evcilleştirme öncesi dönemlerde hayvani gıdalara ulaşmanın ancak kısa dönemlerde mümkün olabilmiş olma olasılığı da benzer bir destek olgusudur.
Bunların yanı sıra çiğ beslenme akımına dahil olan bir bitkisel beslenme çeşidi de çiğ veganlık adı verilen şeklidir. Bu yaklaşımı uygulayanlar ateşin bile insanın evriminde yeni bir gelişme olduğu ve insan bünyesinin bu kısa süre içinde pişirilerek yenen gıdalara da tam evrimsel uyum sağlayamayacağı, dolayısıyla çiğ yenilebilen doğal gıdalardan başka her gıdanın bir sağlık riski olduğunu varsayarlar. Bu yaklaşım bilimsel araştırmalara konu olmuş ama henüz tüm boyutları anlaşılmamıştır.
Vegan Olmak Sağlığa Zararlı mı?
Başta da belirttiğimiz gibi vegan beslenme listesine göre hareket etmenin mümkün olmadığı durumlar olabilir. Vücut gelişimini tamamlamış yetişkin bireylerde de veganlığın etkileri konusunda farklı uzman görüşleri bulunmaktadır. Veganlığı savunan uzmanlara göre hiper tansiyon, kalp-damar hastalıkları ve obezite gibi ciddi sağlık sorunlarını vegan beslenme ile önlemek mümkün. Öte yandan et, yumurta ve süt gibi önemli protein kaynaklarının alımının tamamen durdurulmasının B12 eksikliği başta olmak üzere farklı sağlık sorunlarına yol açabileceği de bir gerçek. Bu nedenle vegan beslenme sürecinde sağlık kontrollerine daha fazla özen göstermeli ve sağlığınız için hekiminizin tavsiyelerine uygun olacak şekilde bir beslenme düzeninizi belirlemelisiniz.
Besin Öğeleri
Amerikan Beslenme Derneği 2009 yılında yayınlanan bir raporda, vegan diyetleri de dahil olmak üzere bitki temelli diyetlerin, uygun şekilde düzenlendiğinde bebekler, ergenlik, hamilelik ve yaşlılık dahil tüm yaş grupları için uygun olduğu sonucuna vardıklarını açıklamışlardır. Buna ek olarak, Birleşik Krallık Beslenme Uzmanları Derneği, Avustralya Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırmalar Konseyi ve Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Hizmetleri de, uygun şekilde planlanmış vegan beslenmenin her yaştan insan için uygun olduğunu kabul etmiştir.
Beslenme uzmanları ise vegan beslenme biçiminin diyet lifi, magnezyum, folik asit, C vitamini, E vitamini, demir ve fitokimyasal maddeler açısından zengin olduğunu, bununla birlikte, kalori, doymuş yağ, kolestrol, uzun zincirli Omega 3 yaş asitleri, D vitamini, kalsiyum, çinko ve B12 vitamini açısındansa zayıf olduğunu bulgulamıştır.
Vegan Beslenme için Protein
Proteinler, amino asitlerden oluşmaktadır. Vegan beslenmede tüm proteinler bitkilerden elde edilir. Bitkisel protein kaynakları mercimek çeşitleri, nohut, fasulye, soya fasulyesi gibi bakliyatlar, kuruyemişler, kinoa, mercimek, kara pirinç, buğday, mısır ya da arpa gibi hububatlardır. Örneğin, pirinç ve fasulyenin kombinasyonu, yüksek amino asit içeriğine sahip kombinasyonlar sağlar. Soya fasulyesi ve kinoanın, insanların ihtiyaç duyduğu tüm temel amino asitleri içerdikleri için tam protein kaynakları oldukları bilinmektedir. Amerikan Beslenme Derneği tarafından hazırlanan bir raporda, farklı öğünlerde tüketilmesi gereken amino asitleri elde etmek için farklı protein kaynaklarının yeterli olduğu belirtilmiştir.
Vegan Beslenme için B12 Vitamini
B12 vitamini, hücre bölünmesi ve nörolojik fonksiyonlar için gerekli bir vitamindir. Veganlar genellikle ihtiyaç duydukları B12 vitamini diyetlerinden alamazlar. Bitki ve hayvanlar kendi B12 vitaminlerini üretemezler. Bakteriyel bir vitamin olan B12 günümüz hijyenik şartlarında gıdalarda yeterli miktarda bulunmamaktadır. İnsan sindirim sistemindeki bakteriler B12 vitamini üretirler fakat vücudumuz bunu kullanamaz. Bu nedenle veganlara ek B12 vitamini takviyeleri kullanmaları veya B12 vitamini ile güçlendirilmiş yiyecekler yemeleri tavsiye edilir.
Vegan Beslenme için Kalsiyum
Kalsiyum, kemik sağlığı ve çeşitli metabolik aktiviteler için önemli bir besindir. Bitkisel kaynaklar arasında Çin lahanası, lahana, turp, brokoli, badem ve fındık bulunur. Ek olarak, kalsiyum takviyeli soya sütü veya tofu da tüketilmesi tavsiye edilir. İyi kalsiyum emilimi için yeterli D vitamini gereklidir.
Vegan Beslenme için D Vitamini
D vitamini, kalsiyum emiliminde ve çeşitli vücut fonksiyonlarında yer alan bir vitamindir. Veganlar diyetlerinden çok az D vitamini alırlar. Ancak güneş ışığına maruz kaldıklarında vücut kendi D vitaminini üretmektedir. Bu nedenle haftada en az iki kez güneş kremi kullanmadan 5 ila 30 dakika güneşte kalmanız önerilir. D vitamini ayrıca takviye edilmiş gıdalarda ve çeşitli mantarlarda da bulunabilir ve ayrıca ek bir besin takviyesi olarak harici olarak da alınabilir.
Vegan Beslenme için Demir
Vegan diyet, vejetaryen veya omnivor diyet kadar demir içeren bir beslenme biçimidir. Soya fasulyesi, pekmez, yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyveler, siyah fasulye, mercimek, nohut, ıspanak, tempeh, soya peyniri ve kuru fasulye, bitki bazlı demir kaynaklarıdır. Demirin emilimini artırmak için demir içeren besinlerin yanı sıra C vitamini içeren besinlerin tüketilmesi ve yemeklerle birlikte çay ve kahve içilmemesi önerilir.
Vegan Beslenme için Omega 3 Yağ asitleri
Bir Omega-3 yağ asiti olan Alfa-Linolenik Asit yeşil yapraklı sebzelerde, fındıkta ve kanola ya da keten tohumu yağı gibi bitkisel yağlarda bulunmaktadır. Buna ek yemeklerde olarak zeytinyağı ve kanola gibi Omega 6 açısından düşük yağların kullanılması tavsiye edilmektedir.
Vegan tipi beslenme alışkanlığını benimseyen kişiler bazı vitamin (riboflavin, D, B12, B6 vitaminleri) ve mineraller (kalsiyum, demir, çinko) açısından risk altında olasalar da sağlık bakanlığının bazı önerileri var;
- Veganlar tüm besin ögelerini uygun miktarda alabilecekleri besin çeşitliliğini sağlamalıdır.
- Et yerine geçen yumurta, kurubaklagiller, kabuklu meyveler ve yağlı tohumlardan uygun miktarlarda tüketilmelidir.
- Balık tüketilmediğinde günde 2 porsiyon omega-3 yağları içeren besinler tüketilmelidir. Bunların 1 porsiyon değerleri; 1 yemek kaşığı (10 mL) keten tohumu yağı; 1 yemek kaşığı (10 g) ezilmiş keten tohumu; 2 avuç (60 g) ceviz; bir yemek kaşığı (10 mL) kanola veya soya yağıdır.
- Ana öğünlerde esas yemek olarak kurubaklagil tüketimine dikkat edilmelidir.
- Tam tahıllar, kurubaklagiller, sert kabuklu meyveler ve çekirdekler gibi vücut protein sentezini artıran besinlerden en az iki tanesi gün içerisinde tüketilmelidir.
- Enerji değeri yüksek ancak besleyici değeri bulunmayan şeker, şekerle tatlandırılmış besin ve içecekler ile beyaz tahıl ürünleri gereksinimden fazla miktarda tüketmemelidir.
- Kabuklu sert meyveler ve yağlı tohumlar fazla miktarda yağ içerdiğinden önerilenden daha fazla tüketilmemelidir.
- Her gün B12 vitamininin en iyi kaynağı olan besinlerden en az 3 porsiyon tüketilmelidir.
- Türk mutfak kültüründe ezogelin çorba, mercimekli bulgur pilavı, ıspanaklı gözleme, zeytinyağlı biber dolma gibi pek çok yemek birden fazla besinin karıştırılması ile hazırlandığından vegan beslenenlere uygun besin ögelerini sağlamaktadır.
- Özel durumu olan bebek, çocuk, ergen, yaşlı ve sporcu kişiler yeterli ve dengeli beslenebilmek için mutlaka bir diyetisyenden yardım almalıdırlar.
Vegan Besin Tablosu
Türkiye’de vegan olmak kolay değil. Ülkemiz vegan beslenmeye pek alışık da değil. İnandığı şekilde yaşayan ve beslenme düzenini de bu şekilde düzenleyen veganlara saygımız sonsuz. Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nin hazırladığı vegan beslenme tablosunu da bu yüzden yayınlıyoruz. Dünyada örnekleri olan ancak Türkçe olarak ilk defa bu kadar kapsamlısı düzenlenen vegan beslenme tablosunda, özellikle ülkemizde kolaylıkla bulunabilecek vegan yiyecekler ön planda tutulmuş.
Aşağıdaki tabloda yer verilen ana konular ise şu şekilde:
-Hangi vegan yiyeceklerinde günlük ihtiyaçlar ne kadar yer alıyor?
-Vegan beslenenler için hangi besinden günlük ne kadar tüketmek lazım?
-Vitamin ve minerallerin vücutta depolanabilirliğini ve emilimini arttıran/azaltan faktörler neler?
-Gut hastalığına, kolesterole, kalp-damar hastalıklarına, obeziteye iyi gelen vegan yiyecekleri neler?
-Veganlar için kahvaltı önerileri neler?
Görsellere sağ tıklayıp, bilgisayarınıza kaydedebilir ya da buraya tıklayarak daha büyük haline ulaşabilirsiniz.
Vegan Öğünler
Siz de uzun uzun düşünüp sonunda vegan olmaya karar verdiyseniz, alışana kadar biraz zorlanmayı da göze almalısınız. Alışılagelmiş bal, yumurta, peynir ya da yemekleri hazırlamak için kullandığınız tereyağı gibi besinlerin yerine vegan muadillerini koymalı ve gün boyu ihtiyaç duyulan enerjiyi almaya devam etmelisiniz. Çünkü önemli olan, sağlıklı besinlere yer verdiğimiz ve çeşitlendirilmiş besinler içeren bir beslenme alışkanlığı oluşturmak. Sonuçta veganizm bir diyet değil.
Vegan Kahvaltı
Sebzelerin bir araya gelmesi sayesinde vegan kahvaltılarda besinsel lif, vitamin, mineral ve protein gibi önemli besinler bulunur. Ayrıca sebzelerden, meyvelerden ve kuru yemişlerden oluştukları için işlenmiş ürün tüketiminizi azaltmanız için de iyi alternatiflerdir.
Kahvaltıyı geçiştirmeyi sevmeyenlerdenseniz, bitkisel sütler alarak lezzetli bir pankek hazırlayabilirsiniz. Türk tipi kahvaltıların baş tacı olan beyaz ekmekler normalde un, su ve maya karışımı ile hazırlanır. Bu nedenle ekmeğinizi aldığınız fırından konuyla ilgili bilgi alarak vegan kahvaltı alternatifleri arasında ekmeğe de yer verebilirsiniz. Ekmek yerine simit ya da vegan malzemelerle hazırladığınız hamur işlerini de tüketebilirsiniz.
Eğer süt ürünlerini bırakmanın yanısıra düşük karbonhidratlı beslenmeye çalışıyorsanız işiniz biraz zor. Çünkü; karbonhidratı azaltmak adına ekmek ve türevlerini, hatta nişastası fazla diye patatesi bile çıkarınca elinizde pek bir şey kalmayacaktır. Yine de bu lezzetlerin en güzel ve en nefis halleri Türk mutfağında mevcut. Mesela birbirinden lezzetli zeytinyağlı yemekler en güzel vegan yemek örnekleridir. Kahvaltıda tatlı bir şeyler yemek isteyenler de bal yerine reçeli tercih edebilirler. Bunların dışında sebzeler, meyveler ve bitkisel çaylar konusunda herhangi bir sınırlama yok. Galiba vegan beslenmek tahmin ettiğiniz kadar zor değil.
Ara Öğünlerde Vegan Atıştırmalıklar
Gelelim ara öğünlere. Sağlıklı bir beslenmenin kuralı, öğün aralarını uzatmamaktır. Aynı zamanda herkesin bildiği gibi sık sık ve az az yemektir. Bu nedenle vegan beslenme düzeninde de bu kurala dikkat etmeniz gerekir. Bu noktada şanslısınız çünkü ara öğünler genellikle meyve, kuruyemiş gibi hayvansal kaynaklı olmayan gıdalarla yapılır. Dilerseniz mısır gevreği ve soya sütü karışımı ile daha doyurucu bir alternatife de yönelebilirsiniz. Tabii burada gevreğin vegan olup olmadığını bilmeniz gerekir. Sebze severler, ara öğünde kendilerine karışık bir salata hazırlayabilir.
Öğle ve Akşam Yemekleri
Günlük vegan beslenme planında öğle ve akşam yemekleri ile ihtiyacınız olan kaloriyi dengeli bir şekilde tamamlamalısınız. Enerjinin düşmeye başladığı öğle saatlerinde alacağınız besinler, kritik öneme sahiptir. Bu nedenle yüksek protein içeren gıdaları tercih etmelisiniz. İş yerindeyseniz ya da kendi yemeğinizi hazırlama imkânınız yoksa çorbalar ve sulu sebze yemekleri öğününüzde muhakkak bulunmalıdır. Et yerine kuru fasulye, nohut gibi bakliyatları tüketmeniz de vitamin eksikliğinin önlenmesi bakımından önemlidir. Öğle ve akşam yemeklerinden sonra gelen tatlı yeme arzusunu vegan tatlı tarifleri ile bastırmanız mümkündür. Tatlı konusunda da önünüzde çok sayıda seçenek var. Pelte, sütsüz kek, zerde gibi yiyeceklerle tatlı ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Hem vegan besleniyor hem de diyet yapıyorsanız, unsuz ve şekersiz tarifler de deneyebilirsiniz.
Paketli Gıdalarda Yer Alan Hayvansal İçerikler
Yemek yeme imkânının olmadığı durumlarda sıklıkla tüketilen paketli gıdaların vegan olup olmadığını anlamanız ilk bakışta mümkün olmayabilir. Bisküvi, kek gibi atıştırmalıklar içerisinde süt, yumurta gibi besinler yer aldığı için veganların yememesi gerekenler arasındadır. Bu durum her ürün için geçerli olmayabilir. Bu nedenle ürün paketlerinin arka kısmında bulunan içindekiler kısmını inceleyebilirsiniz. Peyniraltı suyu ve tozu, jelatin, yağ asitlerinin mono ve di gliseridleri, sistein, lesitin, kazein ve laktoz gibi isimlerle karşılaşmanız halinde ürünün vegan olmadığını anlayabilirsiniz. Bu maddelere benzer daha birçok madde saymak mümkün. Bazı durumlarda maddeler, kod numaraları ile gösterilir. Hayvansal kaynaklı maddelerin kodlarından bazıları; E120, E322, 430, E431, E432 ve E433 olarak sıralanabilir.
Paketli Gıdalarda Bulunan Alerjen Etiketi ile Vegan Beslenme ilişkisi
Ticari markayla kayıtlı birçok ürünün içindekiler kısmında, ‘içerebilir’ gibi ifadeler veya kalın olarak görünen belirli öğeler olduğunu fark etmişsinizdir. Bu durum şirketlerin ürünlerinde önde gelen 14 alerjeni vurgulaması için Genel Gıda Yasasının (178/2002 sayılı Yönetmelik (EC)) kararına ilişkin yönergeleri takip etmeleridir. Alerjenlerin çapraz bulaşma riski varsa, şirketlerin tüketicileri yanıltmaması için ürünün söz konusu alerjeni ‘içerebileceğini’ belirtmelerini sağlar. Çapraz kontaminasyon riski, hazırlama veya pişirme alanları ayrı olsa bile alerjenin ürünle aynı tesiste bulunmasını da içerebilmektedir.
Tanımlanan alerjenler; hardal, soya, glüten, fındık, yer fıstığı, kereviz, susam, acı bakla ve kükürt gibi veganlar için uygun olanlar ve süt, yumurta, balık, yumuşakçalar ve kabuklular gibi vegan olmayan öğeleri içerir.
Veganların ameliyat öncesi bilmesi gerekenler
Veganlar da dahil olmak üzere çok insan hayatının bir noktasında ameliyat olacak. İster seçmeli ister acil bir durum olsun, bu, birçok insanın hem ameliyat hem de anestezi konusunda endişeli olduğu zor ve korkutucu bir zaman olabilir. Bu nedenle, bir hastanın aklındaki son şeyin, alacakları anestezinin türü olması şaşırtıcı değildir.
Çoğu insan “anestezi” nin tek bir şey olduğunu düşünür. Aslında, bir anestetik, çok sayıda farklı çeşidi bulunan birkaç farklı ilaç türünü içerir. Anestezik vermek, kek pişirmeye çok benzer. Genel olarak, bir pasta üç şeye ihtiyaç duyar; un, şeker ve yağ. Genel anestezi genellikle üç şeye ihtiyaç duyar; 1) hastayı bilinçsiz hale getiren bir ilaç, 2) bir ağrı kesici ve 3) bir kas gevşetici (ikincisi, prosedüre bağlı olarak isteğe bağlıdır.) Bu durum meslek içinde “anestezi üçlüsü” olarak bilinir.
Analojiyi daha da genişletmek gerekirse, farklı tat ve kıvamlara sahip, vegan olan ya da olmayan birçok farklı türde un / şeker / yağ içeren bir kek pişirebildiğiniz gibi, farklı ilaç türleri kullanarak anestezi vermek de mümkündür. Hepsinin başlangıç süreleri, etki süreleri, yan etkileri vb. Açısından farklı özellikleri vardır, ancak genel olarak oldukça benzerdirler. Neredeyse sayısız kek türü gibi, anestezik ilaç kombinasyonlarının sayısı sayılamayacak kadar fazladır.
Öyleyse, bu kadar çok vegan seçeneği varken sorun nedir? Öncelikle, en sık kullanılan anestezik ajan propofol 2 olarak adlandırılır. Çoğu anestezist için varsayılan anestesi ilacıdır. Sizi uyutmak için bir “indüksiyon ajanı” olarak veya sizi sürekli bir infüzyon olarak uykuda tutmak için kullanabilirler. İnsanları uyutmak için çok hızlı ve güvenilir bir şekilde çalıştığı için iyi bir ilaçtır. Ayrıca, vücuttan iyi temizlendiğinden, aynı zamanda laringeal refleksleri (öksürmeye ve öğürmeye neden olanları) bastırdığı ve supra-glottik hava yolunun (oturan bir solunum tüpünün) yerleştirilmesine izin verdiği için küçük operasyonlar için en iyi tercih olacaktır.
Yine de şu anda kullanılmakta olan hiçbir ilacın teknik olarak tamamen vegan olmadığını unutmayın; çünkü bu ilaçların tümü, geliştirilmeleri sırasında hayvanlar üzerinde test edilmiştir.
Ülkemizde ameliyattan öncesi anestezide hayvansal ürünlerin kullanımına ilişkin görüşlerinizin sorulması pek olası değildir. Dolayısıyla acil bir durum değilse doktorunuza vegan olduğunuzu belirterek en uygun anesteziyi isteyebilirsiniz.
Türkiye’de veganlar, vejetaryenler ve hayvanlar üzerinde test edilen ürünleri kullanmak istemeyenler için ürün tercihinin biraz zahmet gerektiren bir süreç istediğini kabul etmek gerekir. Çünkü geleneksel marketlerimizde vegan ve vejetaryenler için ayrı bir besin rafı olmadığı gibi organik ürün rafları da sadece besinlerle sınırlıdır. Üstelik her organik ürün vegan da değildir. Dolayısıyla hastane şartlarında uygun anesteziyi istemek ütopik dursa da, imkansız değildir.
Veganlara karşı önyargı
Ülkemizde veganların yeterli beslenemediğine dair bir inanış vardır. Bu yüzden de en ufak bir nezle bile vegan olmaya bağlanır. Vegan bireyin halsiz kalmasına “Yumurta yemiyorsun, süt içmiyorsun daha çok halsiz kalırsın.” gibi tepkiler verilir. Vegan biri “başım ağrıyor” ya da “karnım ağrıyor gibi günlük hayatta herkesin yaşadığı ve sebebi genellikle yorgunluk ve hazımsızlık olan rahatsızlıkların sebebi bile vegan olmak olarak görülür. Yorgunluk için bile “Et yemezsen güçten düşersin.” denmesi ülkemizdeki veganlar için kaçınılmazdır. Eğer Türkiye’de yaşıyor ve vegan olmayı düşünüyorsanız, size önerimiz; hiçbir rahatsızlığınızı dışarıda dile getirmeyin. Komplo teorileri üretilmesi olasıdır.